9 Aralık 2008

O günler ne unutulmaz günlerdi değil mi?

Sizde ara sıra benim gibi düşünür müsünüz hiç?
Hayatımdaki unutulmaz günler benim için hangileriydi diye!
Düşününce çok fazla gün gelir mi aklınıza? Yıllar sonra bile hala gülümseyerek hatırlayacağınız çok fazla gün hatırlayabilir misiniz acaba? Özellikle de büyüyüp hayat içine karıştığınız, sorumluluklar üstlenip, çalışmaya başladığınız son yıllarda. Yoksa sizin de günleriniz, dün olduğunda yavaş yavaş beyninizden hiçbir iz bırakmadan silinip gitmeye mi başladı çoktan?

Peki yaşadığımız günü, bizim için unutulmaz yapan şey günün kendisi midir? Yoksa biz mi o günü unutulmaz hale getiririz? Sizce nedir o günlerin bizim için unutulmaz olmasının sebebi?

Yaşadığınız o anlara, hafızanıza kazınan o unutulmaz muhteşem günlere dönüp baktığınızda neler hissediyorsunuz? O günlerin hepsi yüreğinize dokunuyor, kalbinize sesleniyor değil mi? İnsan o günleri düşündüğün de içini hemen yoğun bir sevgi kaplıyor, ardından mutluluk ve inanılmaz bir keyif hissediyor değil mi?

Peki sizce o unutulmaz günün fitilini ateşleyen şey nedir? Sıradan bir gün, birden nasıl unutulmaz bir gün haline geliverir?

Birinin, belki de sizin, sevdikleri için gerçekleştirdiği hoş bir eylem değil midir o günün unutulmaz hale gelmesinin fitilini ateşleyen? Gerçekleştirilen o eylem, o günü paylaşan herkeste önce büyük bir keyife, sonra da mutluluk ve yoğun bir sevgiye dönüşmez mi? Unutulmaz günlerimiz aslında kendimizi çok mutlu, keyifli, sevgiyle dolmuş hissettiğimiz, günler değil mi?

Öyleyse?
Hiçbiri aslında geçerli sebep olamayan bir yığın mazeret üretip, düşündüklerimizi sürekli erteleyerek, dün olduğunda yavaş yavaş unutulan günlere devam etmek mi?
Yoksa sevdiklerimize harika bir günün fitilini ateşleyecek hoş şeyler organize ederek, yeni yeni unutulmaz günler üretmek mi?
Hadi yapın tercihinizi.
Yaptığımız bu kısa süreli hayat yolculuğunda, ardımızda ne kadar unutulmaz gün bırakacağımız, tamamen bizim tercihlerimizin neticesi.

09 Aralık 2008
Haşim A.

8 yorum:

Adsız dedi ki...

ii birşey mi bilmem ama bizde senin gibi düşünyrz arada..

MeaCulpa dedi ki...

İçindeki ses ii birşey diyorsa sana iidir bence:))

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

yazı gerçekten dokunaklı,foto ise başka bir güzel..teşekkürler..

MeaCulpa dedi ki...

Çok teşekkürler:)) Sevgilerimle

Evren dedi ki...

Ben insanların kişileri ve olayları yükledikleri anlamla ilişkilendirdiklerini düşünürüm. Yani sevmek, hatırlamak ve anmak yüklediğimiz anlamla anlamını bulur. Çok yakın bir arkadaşımızın başına gelse kabul etmeyeceklerimize katlanmamız bundandır. Anlatırken yüzümüzde gülücükler oluşması ama karşımızdakinin o anda bize boş boş bakmasına sebeb de budur.Biz anlam yükleriz o nedenle unutulmaz, o nedenle gülümseten, o nedenle ağlatan anlar vardır hayatımızda. Anlamı olmasını isteriz bir anlamı olmasını dileriz. Ya da ben böyleyim :) Sevgiler...

MeaCulpa dedi ki...

Ne güzel. Bu da senin inandığın masal demek ki Evren:)) Fil o kadar kocamanki hepimiz onun azıcık bir yerine dokunup ancak hissettiklerimizi anlatabiliyoruz. Sevgiler:))

Seyyah dedi ki...

geçen gün arabanın içinde giderken buna benzer bir şey düşündüm. yaşadığın günler arasından bir gün seç bundan sonra her gün o güne uyanacaksın deseler hangi günü seçerdim acaba dedim kendi kendime. bıkmadan, usanmadan, şikayet etmeden,tekrar tekrar yaşanabilecek bir gün... olmaz ya hani olsa var mı acaba öyle bir gün diye, varmış:)) bu aralar trafikte sıkıldığımdan mıdır acaba bütün garip düşünceler arabada aklıma gelmeye başladı:))
iyi bayramlar ve iyi tatiller diliyorum, tekrar tekrar yaşamak isteyeceğin cinsten... sevgiler:)

MeaCulpa dedi ki...

Çooook teşekkürler arkadaşım Nilly (mahsus ll kullanıyorum böylesi daha hoşuma gidiyor:)) Bu güzel dileğin hepimiz için geçerli olur inşallah:)) Sevgiler:))