23 Ekim 2008

İlk, fabrika ayarlarına geri dönmek ister misin ?

Sana ilk fabrika ayarlarına geri dönmek ister misin diye sorsam?
Sahi dönmek ister misin annenden doğduğun o ilk, en orjinal haline?
Yoksa o günden beri sürekli törpülediğin, kategorize ettiğin, senden beklentilere göre kafanda oluşturduğun imajların arkasına gizlediğin bugünkü halin mi daha cazip geliyor sana?
Gerçekten o ilk orjinal haline dönebilsen, zaman içinde yitirdiğin, törpülediğin hangi özelliklerine yeniden sahip olmak şaşırtırdı seni bugün acaba?

Etrafındaki insanların senin için ne düşündüğünü/düşüneceğini hiç önemsemeden hareket edebilmek, konuşabilmek çok mu cesur hissettirirdi kendini sana?
Ya da hiç bir sınır olmaksızın düşlemek ve o düşlediklerine gerçekten inanmak, küçücük şeylerden mutlu olup, uluorta neşeli kahkahalar atmak çok mu aptalca gelirdi sana?
İçinden geldiği an da etrafındaki hiç kimseyi umursamadan hüngür hüngür ağlayabilmek, ağlarken bir anda ağlamayı kesip kırkırdayabilmek, sana yapılanları çabucak unutabilmek, onları hiç kaydetmemek, biriktirmemek kendini deli gibi mi hissettirirdi sana?
Etrafındaki insanlarla ilgili hissettiklerini, gizlemeye, saklamaya ihtiyaç duymadan bütün saflığınla, iyi niyetinle dile getirmek çok mu patavatsızca gelirdi sana?
Ya o içindeki bitmek bilmeyen çoşku? Zor mu gelirdi bugün onu taşıyabilmek ruhunda?
Kendine ait beyninde hiç bir imaj oluşturmadan, dostlarını da kafanda oluşturduğun imajlara uygun adaylar arasından seçmeye çalışmadan, herkesle hemen kaynaşıp dost olabilmek, kusursuz olmanın ne olduğunu bilmeden, karşındaki insanlardan da kusursuz olmalarını beklemeden yaşayabilmek bugün çok mu ütopik gelirdi sana?

Ne düşünüyorsun?
Çocukça mı geldi bütün bu anlattıklarım sana?
Kendini yıllardır törpüleye törpüleye nasıl yok ettiğinin hala farkında değilsin yoksa?
Başkalarının senden beklediği davranışları sergilemek.
Kurallarını senden önce yaşamış olan insanların koyduğu, kategorize bir dünya ya gönüllü olarak boyun eğmek.
Olmaktan vazgeçip, senden olman bekleneni olmaya çabalamak.
Kısacası elden düşme bir hayata razı olmak.

Bu mu gerçekten de yaşamak istediğin hayat?
Hadi söyle itiraf et, en azından kendine söyle.
Yoksa ilk fabrika ayarlarına tekrar geri dönmeyi mi istersin?
Şunu kabul etmelisin ki,
Ne kadar mazeret üretirsen üret.
Şu anda neyi yaşıyor olursan ol, hepsi tamamen senin kendi tercihin.
Çünkü öyle yaşamayı sen kendin tercih ettin.
Ve hala öyle yaşamayı sen kendin tercih etmektesin…

22 Ekim 2008
Haşim A.

5 yorum:

Parpali dedi ki...

İnsanın kendisini tanıyıp, nerede durduğunu anladığı zamanlarda, evet, seçimleri biz yapıyoruz. Ama ya öncesi? Bir anda onca öğretilmişliği bir kenara bırakamıyor insan. Ya da "Bana böyle öğretiliyor ama ben bunun doğruluğuna inanmıyorum" diyemiyor büyürken. Seçim dediğimiz her şey kendi seçimimiz değil aslında.
En başa dönmek ister miyim? Bu ana kadar edindiğim bilgilerle yeni bir ben oluşturmak isterdim. Ama her şeyi baştan yaşamaya da gücüm yok açıkçası...

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Şablonun enfes olmuş, bayıldım :) Yazılar için birşey söylememe gerek yok herhalde, değil mi? Zaten biliyorsun :)

Not: Blograzzi günün blogunu bir kez de buradan terbik edeyim :)

MeaCulpa dedi ki...

Parpali@ Biliyor musunuz? Bence gün gelipte bunları yazabiliyorsak eğer, hepsi ilk başta dediniz gibi bizim seçimimiz olmasa da artık bizim seçiminiz olmuş demektir. Artık herşeyin farkındayız demektir ve öyle devam etmeyi seçiyoruz demektir. Bunu yapabilmek zor biliyorum ama imkansız değil, güneşe doğru sıçramamız lazım belki güneşe ulaşamayız ama en azından ayaklarımız yerden kesilir.Bence:)) Sevgi ve saygılar

Aydan atlayan kedi@ Bende senin formatlarının hastasıyım Fulya. Bu formatı bulduğum siteyi de senin sayende buldum tabi ki. Sana teşekkür borçluyum bu yüzden. Bu güzel yorum için de ayrıca teşekkürler:)) sevgilerimle

Fasulye dedi ki...

ben default ayarlarıma dönmek istemem, o zaman ben olamam çünkü..

Olmalı mı olmamalı mı
Yoksa hiç değişmemeli mi
Ama ben değişmezsem, ben olamam ki

Görmeli mi görmemeli mi
Yoksa hiç bakınmamalı mı
Ama ben bakınmazsam, hiç göremem ki

Sevmeli mi sevmemeli mi
Yoksa hiç beğenmemeli mi
Ama ben beğenmezsem, hiç konuşmam ki

Bilmeli mi bilmemeli mi
Yoksa hiç öğrenmemeli mi
Ama ben öğrenmezsem, hiç olamam ki

Olmalı mı olmamalı mı
Yoksa hiç değişmemeli mi
Ama ben değişmezsem, ben olamam ki.

MeaCulpa dedi ki...

Biliyor musun bence bu insanı önce eşşeğini kaybettirip sonra tekrar buldurmak gibi bir oyun. Önce etrafındakiler/toplum seni aklın erene kadar darmadağın ediyor, sonra sen aklın erince tekrar ben olabilmek adına uğraşıp duruyorsun. Bence doğuştan sahip olduğumuz olumlu özelliklerimizi sırf toplum baskısı yüzünden yok etmemeliyiz. Başkalarının düşüncelerinin peşinden koşup, onları kopyalayarak yaşamak yerine kendi düşüncelerimize sahip çıkmalıyız. Hayatı kaynağı yüzdeyüz kendimiz olan duygu ve düşüncelerle doya doya yaşamalıyız. Tabi bunlar benim masallarım:)) Sevgi ve saygılarımla