25 Eylül 2008

Kimbilir, belki de bu yüzdendir;


Başlanılacak her eylem mutlaka bir sonuca ulaşmalı mı insanın zihninde?
Mesela başlangıcı sen olsan, ama sonunun nereye varacağını hiç sorgulamasan!
Onu yaşarken arzuladığın mutluluğu yakalasan, ama ileriye doğru bakmaya hiç çalışmasan!

Hani diyorum bir yaz akşamı, hafif, hafif esen bir melteme kendini fena halde kaptırıp, ayaklarını iskeleden, altında hınzırca kıpraşan denize sallasan?
Kucağındaki kağıtlardan yaptığın gemilere yüreğindekileri katıp, onları ard arda denize bıraksan?
Onların ne zaman, nereye ulaşacaklarını düşlemeden, ya da hiç birinin, hiç bir yere ulaşmayacağını düşünmeden o an sadece o kağıt gemileri yapmanın tadını çıkarsan.

Düşününce insana ne kadar acı veren bir durum değil mi, bu böyle?
İnsanın giriştiği her eylemden kendi adına hep bir sonuç, bir fayda beklemesi.
Şartsız, kuralsız, beklentisiz, nedensiz, sorgusuz, sualsiz hiç bir eyleme girişememesi.
Karşılıksız sevip, hiç bir bedel almadan yüreğinden vermesi.
Kendi yüreğinin sesi yerine, nedense hep başkalarının ne düşüneceklerini önemsemesi.

Kimbilir, belki de bu yüzdendir;
Hiç bir zaman gerçekleşmeyecek aşkları hayal etmesi...

24 Eylül 2008
Haşim Arıkan

2 yorum:

sufi dedi ki...

Şartsız,kuralsız beklentisiz,nedensiz sorgusuz,sualsiz gerçekleşmeyecek aşk bir annenin çocuğuna olan aşkı olsa gerek.Bir de "Paul ve virginia"nın aşkı.Gerçek aşkı bulmanız dileğiyle.Dilek

MeaCulpa dedi ki...

En güzeli sanırım Aşk'ı gerçek aşk vb. hiç bir kalıba sokmadan yaşayabilmek. Sevgilerimle:))