28 Temmuz 2008

İnsan ölümü kabullenmeden hayatı kucaklayabilir mi acaba?

Düşündünüz mü hiç?
Acaba hayatı ne kadar kucaklayabiliyorsunuz?
Yaşadığınız anı dolu dolu, hissederek yaşayabiliyor musunuz?
Gününüzü yapmak istediğiniz şeyleri yaparak geçirebiliyor musunuz?
Aklınıza gelen şeyleri, arzularınızı, isteklerinizi ertelemeden gerçekleştirebiliyor musunuz? İleriye dönük olarak yapılacaklar listesi tutmak yerine onları bulduğunuz ilk fırsatta gerçekleştirebiliyor musunuz?
Ailenize, dostlarınıza, sevdiklerinize yeterince vakit ayırabiliyor musunuz?
Kendinize yaşadıklarınızı, peşinden koştuklarınızı durup, değerlendirebilmek için fırsat yaratabiliyor musunuz?

Yoksa bunların hiçbirini yapmıyor musunuz?
Siz ölümsüz olduğunuza ya da ölümün sizden çooook uzakta olduğuna mı inanıyorsunuz?

Biliyor musunuz?
Hayatını yukarda sorduğum şeylerin büyük bir kısmını belki de hepsini yaparak yaşayanlardan sanırım tam bu nokta da farklılaşıyorsunuz.
Onlar ölümden korkup kaçmak yerine onu kabullendikleri için ellerindeki zamanın değerini bilerek anlarını, hayatlarını dolu dolu, sadece yapmak istediklerini yaparak yaşayıp, hayatı kucaklarken,
Siz ölümü düşünmekten sürekli kaçıp onu kendinizden çok uzakta düşündüğünüz için yapmak istediğiniz her şeyi sürekli erteliyorsunuz.
Acaba size çok az zamanınızın kaldığı söylense, siz yine böyle yaşıyor olur musunuz?
Yoksa siz yaşamak istediklerinizi yaşamadığınız için mi ölümden bu kadar çok korkuyorsunuz?

27 Temmuz 2008
Haşim A.


2 yorum:

beenmaya dedi ki...

yaşadıklarımız yani geçmiş dediğimiz zaman dilimi yaşadıklarımızdan çok yaşayamadıklarımızdan oluşuyor aslında. ve hep geleceğe dair planlar programlar yapmakla geçiyor işte bu nedenle de "şimdi"nin değereini bilmeden yaşayıp gidiyoruz. ve ölüm orada bir yerde bekliyor ya bizi işte yapılacaklar listesi yetişmeyecek diye elimiz ayağımız birbirine karışıyor...

MeaCulpa dedi ki...

O zaman aslında nasıl yaşamamız gerektiğini biliyoruz da.......??