Kadın: Biliyor musun? Herkes son günlerde bende gözlemledikleri büyük değişimin sırrını soruyor bana. Onların bu ilgisi ve merakı inanılmaz hoşuma gidiyor.
Adam: Hayatım bence insanların senin hakkında düşündüklerine odaklanmak yerine kendin hakkında düşündüklerine odaklanmalısın.
Kadın: Canım sen iyi misin? Hem şu elindeki kitabı artık bırakıp birazcık da benimle ilgilenebilir misin? Biliyor musun biz sanırsam evliyiz seninle? Ben kime konuşuyorum acaba? Delirtecek beni bu adamın, bu halleri. Allahım neydi suçum neden bana bunu layık gördün. Ne günah işledim de ben bu cezayı hak ettim.
Adam: Biliyor musun? Senin hatan bu işte. Sen Tanrı’yı sanki senin ebeveyninmiş gibi düşünüyorsun. Ondan hep ödüllendirmesini, yargılamasını ve cezalandırmasını bekliyorsun. Ama inan bana sen Tanrı'yı çok yanlış tanıyorsun.
Kadın: Söyler misin, daha ne kadar sürdüreceksin bu işkenceyi? Kafanda bununla ilgili belirli bir süre var mı?
Adam: Sana bir tavsiye, hayatını beklentisiz, sonuçlara ihtiyaç duymadan yaşayabilmeyi denesene. Gerçek özgürlüğe ancak böyle ulaşılabildiğini işte o zaman hissedeceksin.
Kadın: Hayatım sanırım senin beyin lopların arasında fıtık oluşmuş. Bilinç merkezine aşırı baskı yapıyor. Senin için artık üzülmeye başlıyorum. Geçip geçmeyeceği konusunda ciddi endişelerim var.
Adam: Sen benim için endişelenmeyi bir kenara bırakıp kendin için endişelensen iyi edersin. Kendini biraz olsun iyileştirmeyi denesene. Eğer yüreğini iyileştirebilirsen gerçekten özgür olabilirsin. Biliyor musun, yapman gereken şey o kadar basit ki aslında, ihtiyaç duyduğun anlarda sadece kendine şu soruyu soracaksın “Sevgi şimdi ne yapardı?”
Kadın: Sevgi şimdi ne yapar biliyor musun? Yerdeki terliği kaptığı gibi..... Ver şu elindeki kitabı bana. Allah kahretsin. Seni yine mi spiritüel kitaplar okumaya başladın.
Adam: İnan ki elindeki o terliğin enerjisine ihtiyacın yok. İçinde çok büyük bir kaynak var onunla iletişim kurman gerekiyor. Aaaaahhhhhhh aşkım ne olur bana emanet olan bu bedene zarar verme ahhhhhhh..............
Adam: Hayatım bence insanların senin hakkında düşündüklerine odaklanmak yerine kendin hakkında düşündüklerine odaklanmalısın.
Kadın: Canım sen iyi misin? Hem şu elindeki kitabı artık bırakıp birazcık da benimle ilgilenebilir misin? Biliyor musun biz sanırsam evliyiz seninle? Ben kime konuşuyorum acaba? Delirtecek beni bu adamın, bu halleri. Allahım neydi suçum neden bana bunu layık gördün. Ne günah işledim de ben bu cezayı hak ettim.
Adam: Biliyor musun? Senin hatan bu işte. Sen Tanrı’yı sanki senin ebeveyninmiş gibi düşünüyorsun. Ondan hep ödüllendirmesini, yargılamasını ve cezalandırmasını bekliyorsun. Ama inan bana sen Tanrı'yı çok yanlış tanıyorsun.
Kadın: Söyler misin, daha ne kadar sürdüreceksin bu işkenceyi? Kafanda bununla ilgili belirli bir süre var mı?
Adam: Sana bir tavsiye, hayatını beklentisiz, sonuçlara ihtiyaç duymadan yaşayabilmeyi denesene. Gerçek özgürlüğe ancak böyle ulaşılabildiğini işte o zaman hissedeceksin.
Kadın: Hayatım sanırım senin beyin lopların arasında fıtık oluşmuş. Bilinç merkezine aşırı baskı yapıyor. Senin için artık üzülmeye başlıyorum. Geçip geçmeyeceği konusunda ciddi endişelerim var.
Adam: Sen benim için endişelenmeyi bir kenara bırakıp kendin için endişelensen iyi edersin. Kendini biraz olsun iyileştirmeyi denesene. Eğer yüreğini iyileştirebilirsen gerçekten özgür olabilirsin. Biliyor musun, yapman gereken şey o kadar basit ki aslında, ihtiyaç duyduğun anlarda sadece kendine şu soruyu soracaksın “Sevgi şimdi ne yapardı?”
Kadın: Sevgi şimdi ne yapar biliyor musun? Yerdeki terliği kaptığı gibi..... Ver şu elindeki kitabı bana. Allah kahretsin. Seni yine mi spiritüel kitaplar okumaya başladın.
Adam: İnan ki elindeki o terliğin enerjisine ihtiyacın yok. İçinde çok büyük bir kaynak var onunla iletişim kurman gerekiyor. Aaaaahhhhhhh aşkım ne olur bana emanet olan bu bedene zarar verme ahhhhhhh..............
31 Ekim 2007
Haşim Arıkan