23 Aralık 2007

Ben inandığım masalları mı anlatıyorum, sen kendininkini yaşıyorsun!

Adam: Bu şekilde konuşarak ne büyük bir günah işlediğinin farkında değil misin?
Kadın: Günah diye bir şey yoktur!
Adam: Günah diye bir şey yok mu dur? Ne dediğinin farkında mısın sen?
Kadın: Anlamıyorsun değil mi hala? Günah sadece senin kafanın içinde, günah sadece senin düşüncelerinde.
Adam: Çok fazla ileri gidiyorsun. Bu şekilde konuşmayı bırakıp bir an önce Tanrıdan af dilemelisin.
Kadın: Tanrı hiç bir zaman affetmez. Çünkü o hiç bir zaman bizleri kınamaz. Onu o kadar yanlış tanıyorsun ki. Tanrı her zaman sadece bizim mutlu olmamızı ister.
Adam: Lütfen artık devam etme Tanrı seni duyuyor.
Kadın: Evet doğru söylüyorsun. Tanrı beni her zaman duyar ve her zaman bana sevgiyle gülümser.
Adam: Yeter artık sus. Daha fazla günaha girme. Bir an önce dua et ve Tanrıdan af dile.
Kadın: Neden Tanrıya bir ebeveyn rolü yansıtma ihtiyacı hissediyorsun? Neden ödüllendiren, yargılayan ve cezalandıran bir Tanrı ortaya çıkarmak, sevginin çerçevesinde korkuya dayanan bir gerçeklik yaratmak için çabalıyorsun? Olmak, yapmak ve sahip olmak için senin korkuya ihtiyacın var mı? İyi olmak için illa tehdit mi edilmen gerekiyor? Aslında yapman gereken şey o kadar basit ki. Yapman gereken şey, yüreğinde taşıdığın sevginin sesine kulak vermek. Düşüncelerini eyleme dönüştürmeden önce onun sesine kulak verirsen eğer, o her zaman seni, senin için en doğru olana ulaştıracaktır. Ulaştığın o noktada da Tanrı her zaman senin yanında olacaktır. Çünkü Tanrı her zaman sevginin yanındadır.

23 Aralık 2007
Haşim A.

Birincil esin kaynağı: Conversation with the God

Hiç yorum yok: