13 Nisan 2007

Siparişinizi alabilir miyim?

- Siparişinizi alabilir miyim?

- Arkanıza bakmayın hiç, ben sizi kasdetmiştim. Sizi sizi yani şu an bu blogu okumakta olan kişiyi. Ne o şaşırdınız mı yoksa? Bence hiç şaşırmayın. Bu yeni bir durum değil ki. Sadece ilk defa sizinle konuşma fırsatı bulduk. Yoksa ben doğdunuz günden beri sizinle birlikteyim ve doğduğunuzdan günden beridir bu işi yapıyorum. Kısacası daha önceki yıllarda da sizden sipariş bekliyordum. Bundan sonraki yıllarda da yine her zaman siparişlerinizi bekliyor olacağım.

- Ne siparişi mi? Bu tamamen size kalmış. Ne isterseniz. Maddi-manevi, büyük-küçük, ucuz-pahalı ne istiyorsanız? Hatta bu konuda evreni bir katalog olarak düşünerek, mimarı olduğunuz hayatınız için bu katalogdan neyi istiyorsanız hiç çekinmeden seçebilirsiniz. Tek bir sınırlama var o da sadece kendiniz için bir şey sipariş edebilirsiniz.

- Ben kim miyim? Benim tek bir adım yok. Herkes bana nasıl istiyorsa öyle hitap eder. Mesela Paulo Coelho bana “evren” derdi. Siz de istediğiniz isimle bana hitap edebilirsiniz.

- Neden mi bunu yapıyorum? Çünkü bu benim asli görevim. Ayrıca inanır mısınız, bu işi yapmaktan, siparişlerinizi size teslim etmekten inanılmaz bir keyif alıyorum. Bunun içinde heran, her saniye hazır olarak bekliyorum. Sizlerin yürekten istediğiniz herşeyi hemen bir sipariş kabul edip bunun gerçekleşmesi için acilen harekete geçiyorum. Siz onu yürekten istemeye ve onunla aynı frekansta kalmaya devam ettiğiniz müddetçe de onun gerçekleşmesi için var gücümle çalışıyorum.

- İsteğinizle aynı frekansta olduğunuzu nasıl mı anlayacaksınız? İnanın ki bu çok kolay. Bu konuda size küçük bir sır vereyim. Bunun için bir şeyi istediğiniz andaki duygularınızı bakın. Kendinizi harika hissediyorsanız kesinlikle isteğiniz ile aynı frekanstasınız demektir. Eğer korku, endişe ve umutsuzluk hissediyorsanız sizin için çok üzgünüm çünkü bu durum kesinlikle isteğiniz ile aynı frekansta değilsiniz demektir.

- İsteğinizin gerçekleşme tarihini mi soruyorsunuz? Bu konu tamamen sizin elinizde. Bu sizin ona ne kadar çok istediğinize, onunla sürekli aynı frekansta kalıp, kalmadığınıza, onu ne kadar çok düşünüp, körükleyerek kendinize çektiğinize bağlı olarak değişiyor. Eğer çabuk gerçekleşsin istiyorsanız onu uzun uzun, hergün, fırsat buldukça hayal edin. Bunları hergün fırsat buldukça yineleyin. Her gün onu tekrar isteyin. Satın alabileceğiniz bir şeyse onu satın alacakmışınız gibi gidin onu inceleyin hatta satıcı ile pazarlık bile edin. Bu arada önemli bir noktayı size aktarmam gerekiyor. Eğer isteğiniz ile ilgili olumsuz düşüncelere kapılır, tereddüte düşerseniz bu siparişiniz otomatik olarak düşüyor. Çünkü benim bu siparişinizin gerçekleşmesi için çalışmaya devam edebilmem için sizin de onu istemeye, onu kabul etmeye devam etmeniz gerekiyor. Benim için inanın hep sizin en son düşünceleriniz önemli.

- İnanın sizi çok seviyorum. Sizlerin bana heyecan içinde, büyük bir keyifle verdiğiniz o çok değerli siparişlerinizi, tereddüte düşmeniz sonucu iptal etmekten bende nefret ediyorum. Her zaman, bana büyük bir keyifle verdiğiniz siparişlerinizi büyük bir keyifle sizlere teslim etmek istiyorum. Unutmayın, hayatta bugüne kadar başınıza ne gelirse gelsin, ne kadar genç ya da yaşlı olduğunuzu düşünüyor olursanız olun, hiç bir şey için kesinlikle gecikmiş değilsiniz. Bir istekte bulunurken kesinlikle bugüne kadarki gözlemlerinize göre karar vermeyin. Ben buyum demeyin. Kendinizi asla bugünkü mevcut durumunuza kilitlemeyin. Sınırsızca isteyin ve sipariş edin. Siz böyleydiniz ama bundan sonra böyle olmak zorunda değilsiniz.
Sevgili Paulo Coelho’nun dediği gibi gerçekten “ Bir şeyi yürekten istiyorsanız eğer, ben sizin bu isteğinizin gerçekleşmesi için büyük bir zevkle size yardımcı olmaya hazırım” inanın. Yeter ki siz isteğinizin bir gün gerçekleşeceğine dair inancınızı asla yitirmeyin.

10 Nisan 2007
Haşim A.

Hiç yorum yok: